19 Temmuz 2012 Perşembe

İstanbul Metrosu’ndan Yeni Hizmet


İstanbul metrosu isteseniz de istemeseniz de sizi aylar hatta yıllarca görüşmediğiniz insanlarla bir araya getiriyor. 

İki haftadır görüşmediğiniz abiniz...
Metroda!
Bir yıldır adını bile duymadığınız ama bir dönem sık sık çağırdığınız dublajcı...
Metroda!
İki yıl önce kısa bir süre çalıştığınız yerdeki iş arkadaşınız...
Metroda!
On yıldır bir kez bile karşılaşmadığınız lise arkadaşınız...
Metroda!

Geçen ayın dökümü böyle sevgili blog. Diğer yöntemlere kıyasla çok daha hızlı ve nispeten konforlu olduğu için birkaç aydır işe metroyla gidip geldiğimden sosyalleşmek zorunda kalıyorum. Çok üzülüyorum.

The Importance of Being Morrissey'i izledim geçenlerde. Şöyle bir diyalog geçiyor:

Morrissey: I never make phone calls, ever... Never.
Interviewer: Why not?
Morrissey:
Well mostly because I don't want to speak to people… And faxes are quicker.
Interviewer:
So you don't answer the phone?
Morrissey:
No..No..I never answer the phone. No..never, never, never.

Adam faks çekerek iletişim kurmayı tercih ediyormuş. Vay canına... Belgesel 2003'te yapılmış, artık email gönderiyordur diye tahmin ediyorum. 

Yumurtaya can veren Allah beni niye Morrissey gibi telefonda konuşmak istemiyorsa konuşmama lüksünden mahrum ediyorsun? Hadi onu geçtim de evime ya da işime gitmeye çalışırken ne zamandır görmediğim insanların bebeği, işi, eğitimi vs. ile ilgili bilgi alıp arayı kapatmak zorunda kalmasaydım bari. Piffff...

6 Temmuz 2012 Cuma

İhmalkârlık


Gül bahçesi bloğumu yabani ot bürümüş a dostlar. Yukarıdaki fotoğrafta görebileceğiniz gibi elim değmişken biraz düzenledim.