İstanbul metrosu isteseniz de istemeseniz de sizi aylar hatta
yıllarca görüşmediğiniz insanlarla bir araya getiriyor.
İki haftadır görüşmediğiniz abiniz...
Metroda!
Bir yıldır adını bile duymadığınız ama bir dönem sık sık
çağırdığınız dublajcı...
Metroda!
İki yıl önce kısa bir süre çalıştığınız yerdeki iş
arkadaşınız...
Metroda!
On yıldır bir kez bile karşılaşmadığınız lise arkadaşınız...
Metroda!
Geçen ayın dökümü böyle sevgili blog. Diğer yöntemlere
kıyasla çok daha hızlı ve nispeten konforlu olduğu için birkaç aydır işe
metroyla gidip geldiğimden sosyalleşmek zorunda kalıyorum. Çok üzülüyorum.
The Importance of Being Morrissey'i izledim geçenlerde. Şöyle
bir diyalog geçiyor:
Morrissey: I never make phone calls, ever... Never.
Interviewer: Why not?
Morrissey: Well mostly because I don't want to speak to people… And faxes are quicker.
Interviewer: So you don't answer the phone?
Morrissey: No..No..I never answer the phone. No..never, never, never.
Interviewer: Why not?
Morrissey: Well mostly because I don't want to speak to people… And faxes are quicker.
Interviewer: So you don't answer the phone?
Morrissey: No..No..I never answer the phone. No..never, never, never.
Adam faks çekerek iletişim kurmayı tercih
ediyormuş. Vay canına... Belgesel 2003'te yapılmış, artık email gönderiyordur
diye tahmin ediyorum.
Yumurtaya can veren Allah beni niye Morrissey gibi
telefonda konuşmak istemiyorsa konuşmama lüksünden mahrum ediyorsun? Hadi onu geçtim de evime ya da
işime gitmeye çalışırken ne zamandır görmediğim
insanların bebeği, işi, eğitimi vs. ile ilgili bilgi alıp arayı kapatmak zorunda kalmasaydım bari. Piffff...
Bu bloga ne zaman baksam aklima Dial M for Murder geliyor, o yuzden yakinda sayende o konuyla ilgili bir post hazirlayacagim.
YanıtlaSilBir tür ilham perisiyim yani...
YanıtlaSilİsmi zaten oradan etkilenerek edindim de makeoversal bir içeriğim yok. Kimbilir ne düşünüyordum.